http://www.3dtextmaker.com/queue/FELSEFECPL_58013.gif
FELSEFE CPL

ELEŞTİRİCİ FELSEFE (KRİTİSİZM)

Kritisizm, temel anlamda ünlü filozof Immanuel Kant'ın felsefi öğretisidir. Kant'ın felsefesi genel olarak eleştiricilik, eleştiri felsefesi veya kritisizm (critisisme) olarak adlandırılmaktadır.

Kant'ın bilginin yapısı ve kaynağı konusundaki görüşleri ne salt olarak deneycilik, ne de salt olarak akılcılık içinde yer almayacak kadar farklıdır. Kant'ta bilginin meydana gelmesi için hem deney, hem de zihin (akıl) gereklidir. Yani bilginin üretimi için hem dış dünyadan gelen verilere, hem de bunları işleyip değerlendirecek bir akla ihtiyaç vardır. Kant bu durumu, şu ünlü sözüyle ifade etmektedir: "Görüsüz (deneysiz) kavramlar boş, kavramsız (aklın kalıpları dışında) görüler kördür." Bu sözdeki "deneysiz kavramlar"ın örneği olarak metafiziği, "kavramsız görüler"in örneği olarak da hayvanların yaşamlarındaki deneyimlerini gösterebiliriz.

Bütün bunların yanında, Kant'ın bilgi edinme sürecinde dışarıdan gelen verilere mi, yoksa aklık onlara kattığı değere mi daha büyük önem verdiği konusu tartışmalıdır. Yani "Kant acaba daha çok deneyci midir, yoksa daha çok akılcı mıdır?" sorusunun yanıtı, Kant'tan sonraki farklı dönemlerde farklı biçimlerde yorumlanmıştır. Örneğin pragmatistler, Kant'ı daha çok deneyci olarak yorumlarken Hegel gibi romantik filozoflar, onu akılcı bir düşünür olarak yorumlamışlardır.

Sonuç olarak Kant'ın felsefesinde, bu iki farklı yorumu da destekleyen farklı örneklerin mevcut olduğu bilinmektedir.


TEMSİLCİLERİ

Immanuel Kant 

Rasyonalizm ve Empirizmi eleştirip yeni bir sistem geliştiren 18. yy. Alman filozofu Kant olmuştur. "Her türlü bilgi deneyle başlar, ancak deneyden çıkmaz." Bu nedenle aklın formlarına yani kategorilere ihtiyaç vardır. On iki kategori vardır ve bunlar doğuştandır. Duyuların bilgisi aklın formlarına gelmesi ile birlikte bilgi oluşur. Bunun içinde bilginin öğelerinin ortaya konması, özneden gelen öğelerle nesneden gelen öğelerin belirlenmesi gerekir.

Kant'a göre bilginin bütün malzemesi duyulardan algılardan deneyden gelir. Ancak bu malzemenin bilgi haline gelebilmesi için belli bir işlemden geçmesi gerekir. Bilen özne (insan, akıl ile) bu malzemeyi alır, işler ve bilgi halinde ortaya koyar.
Kant, deney öncesi bilgiye apriori, deneyle elde edilen bilgiye ise aposteriori demektedir. Kısacası Kant'a göre, doğru bilgi mümkündür. Doğru bilgiye ancak akıl ve duyumla ulaşılır.


Kant'a göre insanın bilgisi sınırlıdır. İnsan zihni nesneleri ve olayları gerçekte oldukları şekliyle bilemez. Kant, varlık görüşünde iki tür varlık alanı belirler: Numen, Fenomen.

Numen, gerçekten varolan asıl varlık alanıdır. Fenomen ise, Numenin bu dünyadaki görüntüleridir. İnsan aklı numeni bilemez. Biz ancak fenomenleri bilebiliriz. Fenomenler ya da nesneler, zihnin imkanlarına, yapısına ve formlarına göre bilinebilir. Bu durumda, Kant'a göre bilgi, sınırlı ve insana göredir. Yani insan zihni fenomenlerle sınırlanmıştır. Kant'ın burada sözünü ettiği formlar, yani aklın kategorileri doğuştandır. Bu formların içeriği sonradan yaşantı yoluyla, deney aracılığıyla dolar. Bunlarla Kant, rasyonalizm ve Empirizm akımlarını birleştirmiştir. Kant'a göre, bilgi deneyle başlar fakat deneyle sona ermez, yalnızca deneyden oluşmaz. Ona göre, bilgi de duyuların dünyayla ilgili deneylerin sağladığı biçime ve forma ihtiyaç duyarız. İçeriksiz bilgi olmayacağı gibi formsuz yani akıl tarafından düzenlenmiş bilgi de olamaz.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol